CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN 300 KOYUN PROJESİNİN DETAYLARINI AÇIKLADI

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN 300 KOYUN PROJESİNİN DETAYLARINI AÇIKLADI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba’nın ve çok sayıda çiftçinin katılımıyla 20 Şubat 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Çiftçiler Buluşması programına TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik de katılarak küçükbaş hayvancılık sektörünü temsil etti.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Şubat'tan itibaren çiftçilerin mazot maliyetinin yarısını devletin ödeyeceğini açıkladı.
Yeni Teşvik Sisteminin detaylarını tek tek paylaşan Cumhurbaşkanı, "Kırmızı et ihtiyacını karşılamak için adım atıyoruz. 300 baş hayvana kadar kredi desteği veriyoruz. Doğacak kuzulara da alım garantisi veriyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları söyledi.  ‘’Değerli çiftçi kardeşlerim, hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Siz çiftçi kardeşlerimi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, gazi mekânda ağırlamaktan büyük gurur duyuyorum. Bu gazi mekânın çevresinde 29 şehidimiz var. Buralarla ilgili birileri niçin yapıldı dedi. Birileri yargıya gittiler, ama avuçlarını yaladılar.
Sözlerimin hemen başında, sizlerin vasıtasıyla çiftçilerimize minnettarlığımızı iletiyorum. Ak koyun ile kara koyunun belli olduğu 15 Temmuz gecesinde çiftçilerimiz en önde mücadele ettiniz. Bir dönem sırf kasketinden, kılık kıyafetinden dolayı Kızılay'a alınmayanlar, 15 Temmuz gecesi Kızılay Meydanı'nda demokrasi destanı yazdılar. Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi diyenlere büyük bir ders verdiniz. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır sözünü ete kemiğe büründürdünüz.
Rabbim sizlerden razı olsun. Yürek sizde kürek onlarda. Rabbim yol arkadaşlığımızı, muhabbetimizi daim eylesin. Tarım ve hayvancılık konusunda hayata geçireceğimiz projeleri paylaşmak için buradayız. Açıklayacağımız yeni teşviklerin ülkemizdeki hayvan yetiştiriciliğine yeni bir soluk getireceğine inanıyorum. Bir millet stratejik konularda üstünlük sağlamadan geleceğine bakamaz. Bir devlet için yerli savunma sanayii ne kadar önemliyse, gıda sanayii de o denli önemlidir. Nüfus, silah ve asker bakımından güçlü olduğu halde, gıda açısından yetersiz olduğu için yeryüzünden silinen devletler olduğunu biliyoruz.
Biz toprağa sevdalı, toprağı gönülden seven bir milletiz. Toprak bizde nedir? Anadır ana. Toprak ana. Topraktan geldik, toprağa gideceğiz. Toprak o kadar önemlidir. En güçlü olduğumuz zamanlarda bile topraktan kopmadık. Ülkelerin yükselişi de çöküşü de tarımla başlıyor. Güçlü Türkiye'nin, güçlü tarımdan geçtiğini unutmayalım. Tımar sisteminin iyi işlediği dönemlerde Osmanlı Devleti'ni asırlar boyunca ayakta tuttuğunu, sistemin zayıflaması ile çöktüğünü tüm tarihçiler söylüyor.
Kimi grup toplantılarında, kimi televizyonlarda tarım politikalarımızı eleştiriyor. Türkiye'nin en başarılı olduğu alanlardan biri tarımdır. Tarım politikalarımızı popülist yaklaşımlarla değil, planlı, kapsamlı projelerle belirledik. Bunun en yakın şahitleri sizlersiniz. Son 15 yılda eğitim ve sağlıkta ülkemize çağ atlattıysak, tarım, hayvancılık ve gıda sanayisinde de çağ atlattık. Çiftçilerimizin mazot maliyetlerinin yarısını 23 Şubat'tan itibaren biz ödemeye başlayacağız.
Ülkemizde hayvan yetiştiriciliğini geliştirmek, damızlık koyun ve sığır sayısını arttırmak ve kırmızı et ihtiyacının karşılanmasına önemli katkı sağlamak üzere inşallah bugün bir adım atıyoruz. Bu projeyle yetiştiricilerimize TİGEM aracılığıyla Ziraat Bankasından kredi kullandırarak 300 başa kadar damızlık koyunu ve yemini temin ediyoruz. Üreticinin bakım hizmet bedeli ve sigortasını avans olarak ödüyor, doğacak kuzulara da alım garantisi veriyoruz. Bunlara evlatlarınız gibi bakacaksınız, ona göre de bunları yetiştireceksiniz. Yetiştiriciye verilen avansları da üreticilerden alınacak kuzuların bedellerinden mahsup edeceğiz. Sığır yetiştiriciliğini geliştirmek, damızlık sığır sayısını artırmak ve kırmızı et ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlamak üzere ise Ziraat Bankası kanalıyla yetiştiricilerimize hayvan ve yem temini için yüzde 10 sübvansiyonlu kredi sağlıyoruz. Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla damızlık düve veriyor, bu düvelerin, koyunlarda olduğu gibi veterinerlik, aşı ve küpe hizmetlerini bedelsiz karşılıyoruz. Ayrıca TARSİM sigortasının yetiştiriciye düşen kısmını devletin ödemesini sağlıyor, yetiştiricimizi sosyal güvence kapsamına alıyoruz. Yetiştiricimiz kredi borcunu ilk 2 yılı geri ödemesiz -bak bu kıyağı da unutmayın- 7 yılda bankaya ödüyor. Böylece hem başlangıçta imkân sağlayıp, hem de üretime alım garantisi vererek hayvancılıkta hep yeni bir dönemin kapılarını aralıyoruz.
Belki de rekabetin en yoğun olduğu sektörlerin başında tarım geliyor. Daima sizlerin yanında olmayı sürdüreceğiz. Tarım kredisi isteyenlere TİGEM aracılığı ile Ziraat Bankası'ndan 300 koyuna kadar alım şansı veriyoruz. Doğacak kuzulara da alım garantisi veriyoruz. Ayrıca TARSİM sigortasının yetiştiricinin ödeyeceği kısmı karşılıyoruz. Hayvancılıkta yeni bir dönemin kapısını aralıyoruz.  Üreticimiz krediyi 2 yıl geri ödemesiz 7 yılda ödeyecek.’’
Başbakan Binali Yıldırım da konuşmasında şunları söyledi:
‘’ Memleket kokan ellerinizle topraklarımızın bereketine bereket katıyorsunuz. Hain saldırılara karşı canınızı da, malınızı da feda etmekten geri çekinmediniz.
Kahramankazanlı kardeşlerim, 15 Temmuz'da destan yazdılar. Uçaklar kalkmasın diye yetişmiş tarlalarını yaktılar. Anadolu çiftçisi ülke sevdalısıdır yiğittir, cömerttir. Bizim köylümüzün, çiftçimizin sofrası, birlik ve dirlik sofrasıdır. Allah hepinizden razı olsun.
Bir köyde hangi kapıyı çalsanız sizi baş tacı yapar. Yemez yedirir. Hane halkından biri olarak görülür ve hemen sofraya davet edilir. Allah ne verdiyse paylaşılır. Köylerimizin içme sularını temin ettik. Yolu olmayan köy kalmasın dedik. Köylerimizin bir çoğunda internet bile var.
Çiftçimizin köylümüzün hep yanında olduk. Çiftçiye verilen destekleri tam 7 kat arttırdık. Tarım arazilerini beton dikerek değil fidan dikerek bakacağız. Kadın çiftçilerimize özel destek vermeye devam edeceğiz. Tarım ve hayvancılık Türkiye'nin vazgeçilmezidir. Hükümet tarıma hak ettiği önemi vermektedir. Toprağımızı koruyacağız.
Çiftçinin alın terine sahip çıkmak en temel görevimiz. Emeklerin zayi olmasına asla izin vermeyeceğiz.’’
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba da tarladan sofraya hayatın her aşamasındaki sorumluluklarının farkında olarak millete hizmet etmenin gurur ve heyecanını yaşadıklarını söyledi.
Toprağı, tohumu, düveyi, kuzuyu önemsediklerini anlatan Fakıbaba, "Büyükbaş hayvancılığın anası olan düve sayısının artması için birçok yeni projeyi hayata geçiriyoruz. Düve adayı olan buzağıların korunması ve geliştirilmesi için ciddi önlemler aldık. 2018'i 'Buzağı Yılı' ilan ettik. Amacımız, hayvan hastalıklarını önlemek ve buzağı kayıplarını azaltarak hayvan varlığımızı artırmaktır. Küçükbaş hayvancılığımızın geliştirilmesi ve ihtiyacımız olan anaç koyun sayısını elde etmek için projelerimizi yakın zamanda uygulamaya başlayacağız. Hayvansal üretimde, yerli ve yeterli üretimi gerçekleştirmeyi ve net ihracatçı bir ülke olmayı hedefliyoruz." diye konuştu.
Bu bilinçle göreve geldikleri günden beri "Su olmadan ot olmaz, ot olmadan ana olmaz, ana olmadan dana olmaz, dana olmadan et, süt olmaz" düşüncesiyle çalıştıklarının altını çizen Fakıbaba, esas amaçlarının insanların doğduğu yerde doymasını, huzurla yaşamasını sağlamak olduğunu bildirdi.
Fakıbaba, bunu sağlayabilmenin yolunun da kadın, erkek, genç çiftçilerin refahını artırmak ve onları toprağında, köyünde tutabilmek olduğuna dikkati çekerek, "Bunun için Birlikte Üretim Modeli ve Sözleşmeli Aile İşletmeciliği projelerini yakın zamanda hayata geçiriyoruz." ifadesini kullandı.
Fakıbaba, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak 7 gün 24 saat vatandaşların hizmetinde olduklarını vurgulayarak, "Tüm çalışanlarımız, tarlada, bahçede, ağılda, ahırda değerli çiftçilerimizle birlikte olmaya devam edecekler. 3 milyon çiftçimiz ve 75 bin personelimizle büyük bir aileyiz. Çalışmalarımızda çiftçi, tüketici, esnaf, tüccar, sanayici olarak tarımın tüm paydaşlarıyla ortak aklın bereketinden yararlanmayı kendimize şiar edindik." değerlendirmesinde bulundu.
Üniversiteler, özel sektör, tarımsal sivil toplum kuruluşları ve çiftçilerle sürekli iş birliği içinde hareket ettiklerini anlatan Fakıbaba, bunu geliştirmeye devam edeceklerinin altını çizdi.
Öte yandan etkinlikte, konuşma yapmak için kürsüye yürüyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çiftçiler tarafından "zeytin dalı" hediye edildi. Erdoğan, kürsüye elinde zeytin dalıyla çıkarken, Başbakan Yıldırım, Bakan Fakıbaba ve illeri temsilen sahneye davet edilen 81 çiftçiyle de aile fotoğrafı çektirdi.
 
   


Etiketler : CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN 300 KOYUN PROJESİNİN DETAYLARINI AÇIKLADI