Ankara-30.06.2020 Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, Çiftçi TV’de Taner Öztürk’ün sunduğu "Çiftçiden Haber" programının canlı yayın konuğu oldu.
Programda koronavirüs sonrası tarım ve hayvancılığın önemini aktaran Çelik, "Biz yıllardır bu konuya dikkati çekmeye çalışıyorduk. Bazen anlatmakta da sıkıntı yaşıyorduk ama olayın ciddiyeti, yeni koronaviüs salgınının ortaya çıkması ve gıda güvencesi riskinin oluşmasıyla anlaşıldı.
Görüldü ki, gıda güvencesini sağlamayan bir ülke, istediği kadar zengin olsun gıda sıkıntısına giriyor. Nitekim ülkemiz dahil birçok üretici ülke, öncelikle kendi halkının gıda güvencesini sağlama kaygısıyla tarım ve gıda ürünlerinin ihracatına sınırlamalar getirdi. Tabii birçok ithalatçı ülke de bu gıdalardan mahrum kaldı." dedi.
Gıda güvenliğinin önemini Kızılderili şef Seattle'ın sözleriyle tekrar vurgulayan Genel Başkan Çelik, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da bir toplantıda dile getirdiği bir söz var. Seattle diyor ki, “Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak...” Çok güzel bir söz…" ifadelerini kullandı.
Koronavirüs salgını sonrasında tarım ve gıdanın ne kadar önemli olduğunun tüm dünya tarafından bir kez daha anlaşıldığının altını çizen Çelik, tarım ve gıdada sürdürülebilir üretim olmazsa her şeyin anlamını yitirdiğini, tarıma eşdeğer gösterilen enerjide petrol fiyatlarının borsada sıfırın altına indiğini, en stratejik sektörün tarım ve gıda olduğunu belirtti.
Programda üretim çeşitliliği açısından çok şanslı bir ülke olduğumuzu aktaran Genel Başkan Çelik, "Cennet gibi bir vatanımız var. Üretim çeşitliliğinde Çin, ABD, Hindistan gibi kıta boyutlarındaki ülkelerle yarışıyoruz. İklim ve arazi yapımız küçükbaş hayvancılık için mükemmel bir ortam sağlıyor. Çiftçimiz, yetiştiricimiz de koronavirüs salgınına rağmen üretimini ara vermeden sürdürdü ve mülteciler, yabancılarla birlikte bu topraklarda yaşayan yaklaşık 88 milyon insanımızın gıda güvencesini sağladı." şeklinde konuştu.
Program sunucusu Taner Öztürk'ün sorularını yanıtlayan Çelik, Kurban Bayramı için hayvan varlığında sıkıntı bulunmadığını, 1,2 milyon büyükbaş ve 3,5 milyon küçükbaş hayvanın kesim için hazır beklediğini söyledi.
Çelik, şöyle devam etti: "Bu rakam, küçükbaşta 5 milyona kadar çıkabilir. Yetiştiricimiz ihtiyaç olursa 5 milyona kadar küçükbaşı pazara indirebilir. Eldeki veriler, geçen yıl aşağı yukarı 800 bin civarında büyükbaş, 2,7 milyon küçükbaş kesildiğini gösteriyor. Bu sene kurbanlık kesimlerinin bu rakamın üzerinde olacağını tahmin ediyoruz. Çünkü, yaklaşık bir hafta önce Suudi Arabistan, bu yıl yurt dışından hacı kabul edilmeyeceğini duyurdu. Hacı adaylarımız da bu sene ülkemizde kurban kesecekler. Hiçbir vatandaşımız kurbanlık sıkıntısı çekmeyecektir.Yeterli hayvan vardır.
Kurban vekalet ücretlerine de değinen Genel Başkan Nihat Çelik, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının, 2020 yılı vekâlet yoluyla kurban hisse kesim bedelini yurt içi için 85 lira artışla 890 liradan 975 liraya, yurt dışı için 100 lira artışla 725 liradan 825 liraya çıkardığını belirtti.
Çelik, sözlerine şunları ekledi:
"Bu rakam, daha fazla belirlenebilir miydi? Belirlenebilirdi. Türkiye Diyanet Vakfımız, vekâlet yoluyla kurban hisse kesim bedelini belirlerken, birliklerin de görüşünü almalı diye düşürüyoruz. Çünkü, yetiştiricilerimiz görevlerini her zaman eksiksiz yapmış, ülkemizi hemen hiçbir zaman kurbanlık sıkıntısı çekmesine izin vermemişlerdir. Emeklerinin karşılığını almalılar diye düşünüyoruz. Küçükbaş hayvan yetiştiricilerimizin temsilcisi Türkiye Damızlık Koyun Keçi Merkez Birliğidir.
Burada şu konuya da değinmeden geçemeyeceğim. Diyanet İşleri Başkanlığımızın, 26 Haziran 2020 tarihli Resmi Gazete’de 2020 Yılı Kurban Hizmetlerinin Uygulanmasına Dair Tebliği yayımlandı.
Tebliğe göre, kesimlerin daha düzenli yapılması, zaman kaybının ve karmaşanın önlenmesi ile koronavirüs bulaşma riskini en aza indirmek için kesim yerlerinde randevu sistemi uygulanacak, kesim işlemlerinin bayramın ilk gününde yoğunlaşmaması için gerekli tedbirler alınacak. Satıcılar ve müşteriler arasında ''el teması'' olmayacak ve bu nedenle kurban pazarlığında, gelenekleşen ''tokalaşma'' yapılmayacak. Kurban satış yerleri İstanbul'da bayramdan 15 gün, diğer illerde ise 1 ay önce hazır hale getirilecek ve bu tarihten önce kurbanlık hayvan girişine izin verilmeyecek. İstanbul'a kurbanlık hayvan girişleri 16 Temmuz'dan itibaren başlayacak. Tabii tebliğde ayrıntılı düzenlemeler de var. Biz yetiştiricilerimiz kurallara harfiyen uyacağına inanıyoruz. Vatandaşlarımız da kurallara uyma konusunda hassasiyet göstereceğini biliyoruz. İnşallah, herhangi bir sıkıntıya yol açmadan, koronavirüs salgınının yayılmasına sebep olmadan Kurban Bayramımızı sağ salim geçireceğiz. Bu salgının panzehirihiyjen, mesafe, maske ve karantinadır. Lütfen hepimiz kurallara uyalım."
Çelik, bir diğer önemli unsurun kurbanlıkların kurban vasfını taşıması olduğuna dikkati çekerek, "Diyanet İşleri Başkanlığımız tebliğinde dini ve sağlık açısından kurban olması uygun olmayan hayvanların sevklerine asla izin verilmeyeceğini, sevk işlemleri hayvan refahı mevzuatına uygun yapılacağını, kurban satış yerlerinde her satıcıdan hayvanların kurban olmaya uygun olduğuna dair taahhütname alınacağını, yapılan denetimlerde uygun olmayan hayvanların satış yerine getirildiğinin anlaşılması durumunda (X) sembolüyle işaretlenerek vatandaşların uyarılacağını bildirmiştir." dedi.
Genel Başkan Çelik, 2023 hedefi 100 milyon küçükbaş hayvan varlığı için yapılan çalışmaları da vurgulayarak, "Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli, geçen bir TV programında da açıkladı. Ülkemizin küçükbaş hayvancılıkta iki temel hedefi var. Birincisi Türkiye’de et tüketiminde halen yüzde 10 olan küçükbaş hayvan payının yüzde 20’ye çıkarılması, ikinci ise 2023’e geldiğimizde her bir vatandaşımız için bir tane küçükbaş hayvan varlığına ulaşılması. 2023’de ülke nüfusumuz 86 milyon dolaylarına çıkacak. İlk hedef 86 milyon küçükbaş hayvan. Nihai hedef ise 100 milyon baş. 2019 sonu itibarıyla 37,3 milyonu koyun, 11,2 milyonu keçi olmak üzere 48,5 milyon küçükbaş hayvan varlığımız var. Bakanlığımız bu sayının yıl sonunda 55 milyonla kapatma hedefi var. İnşallah gerçekleşir.
Bu çerçevede Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından,
Anaç koyun keçi desteği için 25 lira veriliyor.
100 baş anaç küçükbaş hayvan varlığına sahip işletmelerimize sürü yetiştiricisi eğitimi almış ve en az 5 ay SGK primi ödenmiş çoban için 5 bin lira destek veriliyor. Bir diğer ifadeyle çobanın sigortası devlet tarafından ödeniyor.
Ürettiği çiğ sütü onay belgeli süt işleme tesisine satan üreticimize litre başına 10-15 kuruş destekleme primi veriliyor.
Kilogram başına 30 lira tiftik desteği ödeniyor.
Nitelikli damızlık koç, teke ihtiyacının karşılanması için 5 ilde 2,8 milyon lira hibe var. Bilindiği gibi Damızlık Koç-Teke Merkezi kuruldu.
Damızlık amacıyla sürüye katılan dişi kuzu ve oğlağa 100 lira destek veriliyor.
Soy kütüğüne kayıtlı damızlık küçükbaşa 100 lira destek ödeniyor.
Soy kütüğüne kayıtlı sürüden koç-teke alan üreticiye 500 lira destek veriliyor.
Bütün bu destekler başta da söylediğimiz iki temel hedefi gerçekleştirmeye yönelik. Her nüfus başına bir küçükbaş hayvan ve et tüketiminde küçükbaşın payını yüzde 10’dan yüzde 20’ye çıkarma hedefleri." ifadelerini kullandı.
Koyun ve keçi sütü için referans fiyat belirlenirken birliklerden görüş alınması talebini de dile getiren Genel Başkan Çelik, "Süt fiyatlarında istikrar sağlanmadan hayvancılıkta istikrar sağlamanın imkanı yoktur. Bu durum büyükbaş hayvancılıkta hayati önemde olsa da küçükbaş hayvancılıkta da gittikçe artan etkiye sahip. Çünkü, son yıllarda koyun ve keçi sütü ile koyun ve keçi sütünden yapılmış peynir gibi süt ürünlerine yönelik inanılmaz bir talep var. İnsanlarımız sağlıklı beslenmek istiyor. Sağlıkçılar da doktorlar da diyetisyenler de sürekli bunu dile getiriyorlar. Küçükbaş hayvan sütü ve süt ürünleri, küçükbaş hayvan eti gibi son derece sağlıklı, bizim damak tadımıza uygun ürünler. Artan talep de zaten gösteriyor. Bu nedenle çiftçimiz için önemli bir gelir kapısı olarak küçükbaş hayvan sütünde istikrarı korumanın yolu referans fiyattan geçer diye düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
Çoban bulma konusunda yetiştiricilerin sıkıntı yaşadığına dikkati çeken Çelik, konuyla ilgili şunları aktardı:
Çoban bulma konusunda yetiştiricilerimiz sıkıntı yaşamıyor dersek yanlış söylemiş oluruz. Zaten bizim bir şey dememize de gerek yok. Sık sık basında yer alıyor. “Falanca bölgede 5 bin lira maaşla çoban bulunamıyor” diye. Bu sıkıntının giderilmesi, gençlerimizin kırsala yönlendirilmesi gerekiyor. Şu anda çiftçimizin ortalama yaşı 55. Bu gelecek için büyük risk. Ülkemiz en güçlü yanı tarım ve hayvancılık potansiyeli. Sanayinin hammaddesi de tarımdan sağlanıyor. Genç nüfus kırsalda tutulamazsa gelecek de daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalırız. Onun için Tarım ve Orman Bakanlığımızın 100 baş anaç küçükbaş hayvan varlığına sahip işletmelerimize sürü yetiştiricisi eğitimi almış ve en az 5 ay SGK primi ödenmiş çoban için 5 bin lira destek vermesi son derece yerinde bir karardır. Sayın Bakanımıza teşekkür ediyoruz.
Etiketler : GENEL BAŞKAN ÇELİK , ÇİFTÇİ TV CANLI YAYININA KONUK OLDU